Bazı kızlar pembe sıçar

21 Eki 2009 | |


Her ne kadar genel kanaat "güzel kızlar pembe sıçar" şeklinde olsa da ben öyle düşünmüyorum. Unicorn bile pembe sıçmazken (hıhı, gördüm), güzel kızların pembe sıçması imkansız. Bu noktada aklınızda bir soru oluşması muhtemeldir (oluşmadıysa da sizin hıyarlığınızdır, lütfen bu konuyu ciddiye alın. hıyarlığınızı değil lan, pembe bok mevzusunu); "ne tür kızlar pembe sıçar?". Sıkı durun, bu türün özelliklerini sıralıyorum.

[Zorunlu] Süslüdürler. Normal süslü değil, acayip derecede süslüdürler. Pembe bir boka sahip olma istekleri bu özelliklerinden kaynaklanır. Kendisininki gibi muhteşem(!) bir bünyeden, öyle çirkin birşey çıkamayacağına inanırlar.
[Zorunlu] Görenlerde "buraya ait değil" hissi verirler. 20 yaşına kadar şirinlerin köyünde yaşamışçasına davranırlar. Örneğin; miden guruldadığında "aha bu da sıçıyomuş pff" bakışı atarlar. Yürüken tökezler ve refleks olarak "hasssiktir" dersin yine benzeri bir bakış atarlar mesela.
[Zorunlu] Tanrı Sendromuna sahiptirler. Kötü ve kaba olarak nitelendirilebilecek herşeye karşıdırlar ve bunları daha güzel ve kibar şeylerle değiştirme çabası içerisindedirler. İşte bok, bu yüzden pembe olmalıdır. İyilik ve doğruluk timsali oldukları için de pembe sıçmak zorundadırlar. Küfüre karşı olmaları da bu sebeptendir tabiki.
[Zorunlu] Doğuştan böyledirler. Sonradan olmazlar. Anneleri de pembe sıçıyordur, ablaları da. Babaları da muhtemelen fıstık yeşili falan sıçıyordur. Ailecek sinir bozucudurlar yani.
[Opsiyonel] Salaktırlar. Her tuvaletten çıktıklarında bunalıma girerler. "Allahım ben niye pembe sıçmıyorum" diye yakarır, sitem ederler. Ciddi ciddi pembe sıçmaları gerektiğini düşünürler.

Gördüğünüz gibi, tüm özellikleri birbirine bağlıdır. Bir özellik diğerini tetikler. Harmoniktir. Bu şekilde bakınca çok güzel tasarlanmış yaratıklar olduğuklarını düşünebilirsiniz. Tabi ki güzel bir tasarım, kusursuz olduklarını göstermez. Değillerdir de. Çünkü; oldukları gibi mutlu olmazlar, mutlu oldukları gibi olmaya çalışırlar. Bir önceki yazımda bahsettiğim gibi doğalarına ters düşerler, sürekli bir çatışma içerisindedirler. Belli bir yaşa kadar tamam da, bi noktadan sonra yol ayrımına gelirler. Realizmle karşılaşırlar çünkü. Şanslı olanları bu doğruyu kabul edip, sıradan insanlar gibi sıçmaya başlar. Şanssız olanlar ise 40 yaşına geldiği zaman bile pembe sıçabilme isteğiyle yanıp tutuşur. Özelliklerinden taviz vermez. Asla pembe sıçamayacağı için de kusursuz mutluluğa erişemez.

Bu yazıyı, başlığı görüp de "aaa benim gibi pembe sıçanlar da varmış" diye gelen insanlar için yazdım. O acı gerçekle biran evvel karşılaşsınlar da gittiklerin yolun yol olmadığını farketsinler diye. Kim bilir, belki amacıma ulaşabilirim. 2 hatun gelir ve "teşekkürler ceykıl. artık ben de kahverengi sıçıyorum." der belki. O 2 hatun önemlidir benim için. Hayatta elle tutulur bir etkim olduğunun kanlı canlı ispatıdır onlar çünkü.

Tamam lan, yalan söyledim. Sırf taşak olsun diye yazdım bu yazıyı. Adi miyim? Adiyim.

Son olarak, ünlü düşünür Stewie Griffin'den bir alıntı yapmak istiyorum; "Any baby with a brain could tell them EVERYBODY POOPS"

0 laklak:

Yorum Gönder